Gayrimenkul Yatırım Fonları, yeni yatırım alanı

 

Gayrimenkul sektörüne yönelik son yıllarda daha da artan yerli ve yabancı ilgisi beraberinde bu alanda sermaye piyasası araçlarının da çeşitlenmesini getiriyor. SPK’nın geçen yıl düzenleme getirdiği Gayrimenkul Yatırım Fonları da bu yeni ürünlerin başında geliyor.

Gayrimenkul sadece Türkiye’de değil dünyada da popüler bir yatırım alanı. Konut ihtiyacı artarak devam eden genç nüfusa sahip Türkiye’de, özellikle yabancıya konut satışının serbestleşmesiyle gayrimenkul son yılların en cazip sektörlerinden biri haline geldi. Sektördeki dinamizm, sermaye piyasası aracı olarak da gayrimenkulün yatırımcının radarına girmesini sağladı. Bu kapsamda Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), 2014 yılı başından bu yana Gayrimenkul Yatırım Fonları’na ilişkin getirdiği düzenlemelerle birlikte bu alanda yatırımcıya yeni bir yatırım aracı sundu.

Gayrimenkul sektörünün fırsatlarını yatırımcı ile buluşturan yepyeni bir varlık sınıfı olarak tanımlayabileceğimiz Gayrimenkul Yatırım Fonları’nın önümüzdeki dönemde yatırımcının yoğun ilgi göstereceği ürünlerden biri olacağı öngörülüyor.

SEKTÖRE KAYNAK

Tasarruf sahipleri konut, ofis, dükkan gibi kira geliri getiren mülklere veya gelişme potansiyeli taşıyan bölgelerde arazi ve arsalara yatırım yaparak hem parasının değerini korumaya, hem de ileride oluşabilecek değer artışlarından faydalanmaya çalışıyor. Gayrimenkule dayalı fonlar ile yabancı yatırımcının Türkiye’de yapacakları yatırım oranının artacağı öngörülüyor. Fonların ülke ekonomisinde ve sektörde yarattığı avantajlardan bir diğeri de, gayrimenkullerin menkul kıymetleştirilmesine imkan sağlayarak, büyük gayrimenkullere likidite yaratmasıdır. Özellikle artan konut stoğu ve sınırlı sayıda alıcı potansiyeli olan büyük ölçekli gayrimenkuller için yatırımların önünü açması gayrimenkul sektöründeki hareketliliği daha da artırarak sektörün gelişimine olanak sunacaktır.

YATIRIMINIZA SİNERJİ

Gayrimenkul Yatırım Fonları’nın yatırımcı açısından da sunduğu önemli avantajlar bulunuyor. Örneğin bir yatırımcının bireysel olarak yapacağı yatırım sadece kendi alım gücü ile sınırlı iken, birikimini fona katmakla birlikte fon büyüklüğünün alım gücüne sahip olması söz konusu oluyor. Yani yatırımcı bireysel olarak bir alışveriş merkezinde ticari bir ünite bile alamazken, fona katıldığında fonun alım gücü sayesinde değil sadece bir ticari ünitenin sahibi olmayı, içerisinde yüzlerce ticari ünite bulunduran o alışveriş merkezinin sahibi olma şansına erişiyor. Böylelikle bir ticari üniteden gelecek gelir yerine yüzlerce ticari üniteye sahip bir alışveriş merkezinin gelirine ortak olmuş oluyor.

GLOBAL PİYASALARDA BÜYÜK PAYI VAR

Dr. Alp Keler (Ak Portföy Yönetimi A.Ş. Genel Müdürü): “Gayrimenkul Yatırım Fonları, portföy yönetim şirketlerinin varlık seçimindeki uzmanlığı ile gayrimenkul sektörünün fırsatlarını birleştiren yepyeni bir varlık sınıfı. Global piyasalarda önemli bir yeri bulunan bu varlık sınıfına, kurumsal ve bireysel tüm tasarruf sahiplerinin yatırım yapma imkânı bulunuyor. Gayrimenkule yatırım yapmak ülkemiz insanının genlerinde var.

Yurtdışında özellikle emeklilik yatırımları içerisinde gayrimenkulün payı yüzde 5’lere kadar çıkabiliyor. Türkiye gibi gayrimenkul piyasasının çok dinamik olduğu bir ülkede bu tür enstrümanların varlığı çok önemli. Dolayısıyla bireysel emeklilik fonları, sigorta şirketleri ve bireysel yatırımcıların bu yeni enstrümana ciddi ilgi göstermesi bekleniyor.”

VERGİ AVANTAJI VE ESNEKLİK SUNUYOR

Gayrimenkul Yatırım Fonları’na katılan yatırımcılar, öncelikle bireysel olarak yatırım yapılamayan büyük ölçekli ve daha verimli gayrimenkullere yatırım yapma imkanı elde ediyorlar. Fona katılımın yatırımcıya sunduğu avantajları şöyle özetlemek mümkün:

Sorumluluk: Alım, satım, kiralama, tahsilat gibi birçok konu fon yönetimince takip ediliyor.

Vergisel Avantajları: Yatırımcının bireysel olarak yapacağı yatırıma göre birçok vergi avantajına sahip olmaktadır. Ayrıca kurumlar vergisinden de muaf tutulmuşlardır.

Profesyonel Yönetim: Fon uzmanlık kriterleri SPK tarafından belirtilmiş kişilerce yönetiliyor.

Şeffaflık ve Güven: Kanun, SPK Tebliği ve diğer belirlenmiş kurallara göre hareket edilir.

Esneklik: Yatırımcı fondan ayrılmak istediğinde, iç tüzüğe göre kolaylıkla ayrılabiliyor.

SİSTEM NASIL İŞLİYOR?

Türkiye’de 03.01.2014 tarihinde yürürlüğe giren Gayrimenkul Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği’ne göre, fonlarda katılım payı satışı nitelikli yatırımcılara yapılıyor. Tebliğde nitelikli yatırımcı en az bir milyon TL tutarında Türk veya yabancı para ve sermaye piyasası aracına sahip olan gerçek veya tüzel kişiler ile sermaye piyasasında belli bir deneyime, lisansa ve/veya işlem hacmine sahip kişiler olarak tanımlanıyor. Nitelikli yatırımcılara yapılan katılım payı karşılığında toplanan paralarla yapılacak yatırımlar için de SPK tarafından bazı sınırlamalar getirilmiş durumda.

Fon; arsa, arazi, konut, ofis, alışveriş merkezi, otel, lojistik merkezi, depo, park, hastane, vb. her türlü gayrimenkule yatırım yapabiliyor. Ancak tüm bu fonksiyonları kapsayan gayrimenkul yatırımları fon portföyünün en az yüzde 80’ini oluşturmalıdır. Portföyün geri kalan maksimum yüzde 20’lik kısmı ise; vadeli mevduat ve katılma hesabı gibi SPK tarafından uygun görülen diğer yatırım araçlarından da oluşabilir. Fonlar, portföyün en az yüzde 80’ini oluşturan gayrimenkulleri alım satım karı veya kira geliri elde etmek amacıyla; satın alabilir, satabilir, kiralayabilir, kiraya verebilir ve satın almayı veya satmayı vaat edebilirler.

DÜNYADA GAYRİMENKUL YATIRIM FONLARI

Gayrimenkul Yatırım Fonları (GYF) ilk olarak 1938’de İsviçre ve 1959’da Almanya’da düzenlendi. Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Almanya, Macaristan, İrlanda, Lüksemburg, Portekiz, Slovakya, İspanya ve İngiltere’de bu fonların önemli bir pazar payı bulunuyor. 2006’da 110 milyar Euro olan GYF’lerin büyüklüğü, 2009 sonu itibariyla 209 milyarEuro’ya ulaştı. Dünyada ise, 2013 sonu itibariyle Investment Property Databank endeksinde yer alan yerel açık uçlu bu fonların büyüklükleri ABD’de 108 milyar dolar, Avrupa’da 74 milyar dolar ve Asya-Pasifik’te 40.3 milyar dolar.