Kanal İstanbul’un hafriyatı 25 yılda taşınır

ÇED raporu öncesinde İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nin efsane isimlerinden Prof. Dr. Doğan Kantarcı, Kanal İstanbul’un tarihsel çıkışından başlayarak çevreye olası etkilerini ele alan detaylı bir bilimsel çalışmaya imza attı.

Hürriyet’ten Aysel Alp’in haberine göre; Kantarcı, alternatif ÇED raporunda özetle şu noktalara dikkat çekti:

Prof. Dr. Doğan Kantarcı…

– Karadeniz-Marmara Denizi arasında bir kanal ile Sovyet Rusya-Bulgar akınını durdurmak düşüncesi, 1950 ABD planıdır. Ancak bu plandan, Türk akınlarını önlemek için MS 512’de yapılan Anastasius (Anasthase) Suru (F. Dirimtekin 1948) gibi etkisiz ve çok pahalı olacağı düşünülerek vazgeçilmiştir.

– Kanalın 35 kilometrelik bölümünde 2.1 milyar metreküp materyal kazılacağı; bunun kabarmasıyla 3.6- 4.5 milyar tona ulaşacağı hesaplanmaktadır. Raylı sistem kullanılsa bile bu miktarda materyalin taşınması 22 ila 25 yıl sürer.

– Küçükçekmece Gölünde yapılacak derinleştirme kazısından çıkacak dip çamuru (115 milyon m³) can çekişmekte olan Marmara Denizini balık yaşayamaz duruma getirir.

– İstanbul’da Boğaziçi yerleşimlerini akaryakıt tankeri kazalarından (yangın) korumak için açılacağı belirtilen kanalın çevresinde milyonluk kentler planlanmaktadır. Kanaldan geçirilmesi hayal edilen akaryakıt tankerlerinin kazalara açık olduğu hesaba katılmalıdır. Çıkacak bir yangın, doğalgaz veya amonyak tankerinin patlamasıyla insanlar ölecek, kanal kullanılamaz hale gelecek, çevresindeki yerleşim alanlarını yakıp yok edecektir.

Orman ve tarım alanı yok olacak

– Kanal çevresinde kuzeyde Durusu Gölü’nün doğusunda 9 bin hektar, Sazlıdere Barajı çevresinde 25 bin hektar ve Küçük Çekmece Gölü çevresinde 4 bin 400 hektar alan yerleşime açılacak. Böylece orman, otlak ve tarım alanı, temiz içme suyu üretimi yok olacak.

– Güçlü bir depremde kanalın ana yapısında ve yat limanlarının temel yapılarında çökme, burulma, yanal kaymalar sonucunda oluşacak çatlamalar ile buradan deniz suyu sızmaları önlenemez. Çünkü hızı 400-800 m³/sn’lik bir debi ile nehir gibi (Boğaziçi’ndeki akıntı!) akan suyun bir kapak sistemi ile kesilmesi, kanalın kurutulup, çatlakların bulunması ve onarılması mümkün değildir. Eosen çatlaklı kireç taşı arazisinde kanalda oluşacak çatlaklardan sızacak deniz suyunun yaratacağı yer altı suyu tuzlanmasının boyutları da kestirilemez.

Hürriyet