Kentsel dönüşümün laboratuarında neler oluyor?

İşin gücün arasında ne yapar eder, yolumu Fikirtepe’ye çevirir; kim ne yapıyor, ne ediyor merak ederim. Çünkü Fikirtepe, Türkiye’de kentsel dönüşümün vitrini.

Emre KULCANAY yazıyor…

Neyin nasıl yapılması ve nasıl yapılmaması gerektiğinin canlı laboratuarı…

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü’nün yeni yönetimine Allah kolaylık versin. İşleri çok zor…

Çünkü düğmeler yanlış iliklendi en başta… Hep dediğimiz gibi yıkımlar bitecek, nereye kim ne yapacak belirlenecek, pay edilmiş tarla haline getirilmiş bölgede önce alt yapı, sonra yollar, en son da projeler dikilecekti… Şimdi uğraş dur, oraya kanalizasyon götüreceğim, buraya asfalt döktüreceğim, öbür tarafa yol yapacağım, hatta aynı yolu 4-5 kere daha yapacağım diye…

‘Peki üstad, Fikirtepe’de en güncel sorun nedir?’ diye sorarsanız, cevabım şu olur:

Ada temsilcilerinin firma elemanı gibi çalışması!

Firma adaya giriyor, satış ofisini kuruyor; imza toplama sürecinde (e tabi, bu hizmetin de bir bedeli var, aylık 10-20 bin TL’ye kadar çıkıyor ada temsilcilerine dağıtılan ‘ofis masraf gideri’…) mahallenin, sokağın sosyal ilişkileri güçlü adamlarını kullanıyor. Ada temsilcileri, hem imza attırmak hem de kitleyi bir arada tutmak için onlarla birlikte camiye de gidiyor, yemeye-içmeye de götürüyor, elinde baklavasıyla ev ziyaretine de gidiyor. Buraya kadar sorun yok. Sorun şurada başlıyor: Ada temsilcisi olan vatandaş, zamanla firma yetkilisine dönüşüyor. Temsilci, firmayı ve projeyi benimserken adayı ve temsil ettiği halkı unutuyor. Ve hoop, daire paylaşımları geldiğinde Hakkı Dayı’nın ‘komşum’ dediği adam ‘firma temsilcisi’ olarak karşısına çıkıveriyor… Artık Firma Temsilcisi olan kişi, “Ya boşver SPK’yı falan, senin payına bu düşüyor işte” demeye başlıyor…

İşin daha tuhafı, ada temsilcilerinin firmaya imza atma veya atmama konusunda muhabbeti ‘psikolojik baskı yapmaya’ kadar götürdüklerini de duydum… Hatta imzayı attıktan sonra “Eh zengin oldun, bizi de görürsün artık Hakkı Dayı” dediklerini de…

Duyumlarım gerçekse bu ‘ada temsilcisi’ denen zümreyi aradan çıkarmanın zamanı gelmiştir ey firmalar!

***

Bilmemek kötü ama bilip de bilmezden gelmek daha kötü

İkinci güncel sorun ise şu:

Fikirtepe’nin Göztepe Köprüsü’nün ayağında müthiş bir konum ve açıya sahip bir projesinde pay satışı sorunu…

Başbakan Binali Yıldırım’a ayrıcalık tanındığı iddiasıyla gündeme geldi orası.

Firma sahibiyle konuştum, “Tamam, imza atmayan 4-5 kişi kaldı; onlardan ‘Başbakan sözleşmesi’ne imza atmalarını bekliyorum” dedi…

Burada işin tuhafı şu: Fikirtepe’de yaşadığını ve bölgenin sorunlarını kaleme aldığını iddia eden kişilerin ticaret, ticaret+konut ve konut alanları arasındaki farkı bilmemesi… Ya da ofis projesi yapılacak alanın ticaret imarlı olduğunu, dolayısıyla rayicin görece fazla olabileceğini bilip de bilmezden gelerek dedikodular üretmesi!

***

Acınızı paylaşıyoruz…

Üçüncü gündem maddesi de…

Fikirtepe’de Mina Towers projesini inşa eden Başaran Holding’in sahibi Hüseyin Başaran’ın büyük acısı… Evlenmek üzere olan ve hatta projesine adını verdiği biricik kızı Mina Başaran’ı uçak kazasında kaybetmesi… Çok büyük acı, çok… Tüm Fikirtepe ahalisiyle birlikte biz de Hüseyin Başaran’ın acısını paylaşıyoruz…

Kazada hayatını kaybeden herkese Allah’tan rahmet, ailelerine büyük sabır diliyoruz…

Emre Kulcanay / Yurt Gazetesi – imarpanosu.com