MÜSİAD: “Önümüz aydınlık”

Bugün açıklanan 2015 yılı büyüme rakamları, genel anlamda bir durgunluk içerisine giren küresel ekonomide dikkate değer bir performansı işaret ediyor. Yılın 4.çeyreğindeki %5,7’lik pozitif büyümeyle 25 çeyrektir süren bir istikrardan söz edebiliriz.

2015 yılı, özellikle de yılın 2. ve 3.çeyreği kritik dönemlerdi. Hatırlarsanız birçok sorun üst üste gelmişti: İki seçim arasında yaşanan siyasi belirsizlik ortamında piyasalarda hareket azalmış, yatırımlar genel anlamda yavaşlamış, hatta özel sektör yatırımlarında %2,1’lik azalma yaşanmıştı. Ekonomi belirsizlik sevmez. Bu belirsizliğe bir de devletin mücadele ettiği terör örgütleri ve paralel devlet yapılanması eklenince, hemen kötümser senaryolar yazılmaya başlanmıştı. İşte bu olumsuz etkenlere rağmen, yılın genelinde %4 oranını yakalamak Türkiye için dikkate değer bir başarıdır.

Fakat bu başarıyı konjonktürel bağlamıyla sınırlamak doğru değil. Küresel ölçekte ele alırsak, G20 ülkelerinin 2015 büyüme oranı sıralamasında ülkemizin Hindistan, Çin ve Endonezya’nın ardından 4.sırada yer aldığını görüyoruz. Sıralamadaki yerimiz bir önceki yıla göre 3 basamak daha yukarıda. Dünya ekonomisinin %85’ini teşkil eden G20 ülkeleri, ekonomilerin büyüme performansları bakımından isabetli çıkarımlar yapmaya imkan tanıyan bir örneklemdir. Türkiye’nin büyüme oranı, %3,2 olarak açıklanan G20 ortalamasının da üzerinde. Bu bakımdan, bugün açıklanan rakamlar ülke ekonomisi adına sevindirici kabul edilmelidir.

Nail_Olpak
4.çeyrek, bize kalırsa temposu giderek yeniden hızlanmaya başlayacak bir yürüyüşün ilk adımı sayılabilir. Biz MÜSİAD olarak, yeni ekonomik hikayeyi birlikte yazmayı önermiştik. Bu yeni hikaye için hazırladığımız önerileri, beklentileri ve öngörüleri de hükümetimize sunmuştuk. Özellikle Türkiye ekonomisinin %99,8’ini teşkil eden KOBİ’lerin gelişimi için atılması gereken adımlara vurgu yapıyoruz.Bir yapı ne kadar enine temellenirse o kadar sağlamdır. Bu denklem, ekonomik yapılar için de geçerlidir. Ekonomik mimaride gökdelen holdingler bulunabilir, fakat genel manzarayı KOBİ’ler oluşturur. Dolayısıyla KOBİ’lerin kuvveti, direnci ve esnekliği, ekonomilerin temel dayanaklarını teşkil eder. Bu nedenle KOBİ’lere yönelik iyileştirici politikalar hayata geçmeye başlar başlamaz bunun meyvelerini alacağımızı düşünüyoruz.

Hükümet ve STK’ların işbirliği ülke ekonomisini daha ileriye taşıyacak.Bundan sonrası için daha umutlu olmak aşırı iyimserlik sayılmamalı. Çünkü önümüzde seçimsiz geçecek 4 sene var