Güçlü içeriği ile yine işadamlarının en önemli referans belgelerinden biri olmaya aday “Ekonomide Gözler, Yeni Yol Haritasında” başlıklı raporda, 2019 yılı ilk çeyreğinde yaşanan küresel ve ulusal gelişmelerin yanında tüm ekonomik veriler de detaylı bir şekilde değerlendirildi.
Analizde, Türkiye ekonomisinin temellerinin sağlam olduğu ve önümüzdeki dönemde toparlanma sürecinin, uygulamaya konulacak politikaların etki gücünün yanı sıra küresel görünüme bağlı olacağı belirtildi. Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu dış finansman konusunda gelişmiş ülke merkez bankalarının likidite musluğunun yeniden açılmaya başlamasının destekleyici bir görünüm sergilediğine işaret edilen çalışmada, küresel sermaye akımlarının dalgalanması ve jeopolitik risklerin artmasının ise Türkiye için sert bir baharın yaşanmasına yol açabileceği kaydedildi. Bu çerçevede analizde, “Ekonomide güven artırıcı söylemler ve eylemler ile şeffaf yönetim anlayışı ve yapısal sorunların çözümüne dair kapsamlı ve piyasa dostu bir yaklaşıma her zamankinden fazla ihtiyaç vardır. Önümüzdeki 4,5 yıllık seçimsiz dönem sorunların giderilmesi için Türkiye’ye önemli bir fırsat sunmaktadır” ifadelerine yer verildi.
TMB Nisan 2019 İnşaat Sektörü Analizi’nde özetle şu tespitler yapıldı:
31 Mart yerel seçimlerinin geride kalması ve baz etkinin destekleyici olmasıyla yılın ikinci yarısında büyüme ve enflasyon oranlarında iyileşmenin başlayacağı beklentileri mevcuttur. Ekonomik aktivitede toparlanma için beklentiler 2020 yılına yönelmektedir. Türkiye’nin potansiyel büyüme oranının yükseltilmesi, teknolojik altyapı ve eğitim sisteminin güçlendirilmesiyle yüksek kaliteli ve verimli büyümeye ulaşmasının amaçlanması sürdürülebilir kalkınma yolunda gerekli adımlar olarak sıralanmaktadır.
İnşaat sektörü, doğrudan veya dolaylı olarak pek çok alanda yarattığı mal ve hizmete talebi ile son derece kritik bir misyona sahiptir. Ayrıca sağladığı istihdam ve faaliyetlerinin coğrafi dağılımı nedeniyle hem yoksulluğa, hem de bölgeler arası dengesizliklere çare üretebilen gerçek bir sosyal kriz kalkanı olarak tanımlanmaktadır. Sağladığı döviz girdisiyle cari açığın kapatılmasında da sektör önemli rol üstlenmektedir. Bu çerçevede yerel seçimlerin ardından yeni bir ekonomik reform hamlesiyle, orta ve uzun vadede genel ekonomiyle birlikte inşaat sektöründe de sürdürülebilir büyüme gözlenebilecektir.
Ekonomideki gelişmeler ve sektörün iç dinamikleri nedeniyle inşaat sektöründeki daralmanın 2019 yılının ilk yarısı da devam etmesi beklenmektedir. Önümüzdeki dönem Kamu-Özel İşbirliği projelerinin verimli olacakları bir çerçeve dahilinde devam ettirilmesi, ekonomide güven ortamının geliştirilmesiyle mega projelerin uluslararası finansmanla hayata geçirilmesi ve kentsel dönüşüm süreci sektör için önem taşımaktadır.
İnşaat Sektörü Güven Endeksi, bu yılın ilk çeyreğinde daralmanın sürebileceği işaretlerini vermektedir. Endeks, yılın ilk çeyreğinde ufak artışlarla düşük seyrini sürdürmüştür. Mart ayında 54,1 değerini taşıyan endeks, ilk çeyrek dönemler itibariyle 2017 yılında 80-85 puan ve 2018 yılı ise 70-75 puan bandında seyretmiştir. Endeksteki sert düşüş, geçen yılın Ağustos-Eylül dönemi gerçekleşmiştir.
İnşaat ruhsatı alan daire sayısının geçen yıl neredeyse 10 yıl önceki seviyesine dönmesi sektörde artan sorunların etkisiyle frene basıldığı yönünde yorumlanmaktadır. TÜİK verilerine göre Türkiye genelinde konut satışları, bir önceki yılın aynı aylarına kıyasla Ocak’ta %24,8, Şubat’ta %18,2 oranında düşmüştür. REIDIN-GYODER verilerine göre konut fiyatlarında artış hızı yavaşlamış, yeni konut erime hızı düşmüştür. Mevcut konut stokunun yönetilebilmesi için hem yatırımcı hem de son tüketiciye yönelik kredi olanaklarının geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Sektöre düşük faizli finansman sağlanmasında, faaliyete geçen Türkiye Emlak Katılım Bankası’nın önemli işlevler üstlenebileceği değerlendirilmektedir.
Yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin ise son olarak yeniden 20 – 30 milyar ABD Doları bandına doğru hareket ettiği gözlenmektedir. Bu yıl 10 bininci projeye doğru ilerlemekte olan yurtdışı müteahhitlik sektörünün yıllık yeni proje tutarının, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında 35 milyar ABD Doları, 2030’larda ise 50 milyar ABD Doları seviyelerine yükseltilmesi amaçlanmaktadır. Bu sayede uluslararası pazardan firmalarımızın aldığı pay %7’lere çıkacaktır.
Yurtdışı projelerde son yıllarda gerileme gösteren Türk işgücü istihdamının önündeki engellerin aşılmasını sağlayacak düzenlemelerin yapılması önem taşımakta, bu çerçevede yurtdışında Türk işgücü sayısının 100 bine çıkarılması hedeflenmektedir.
Başta enerji fiyatları ve finansman imkânları olmak üzere önümüzdeki dönemde yurtdışı inşaat pazarını etkileyecek çok çeşitli unsurlar mevcuttur. Rusya’da kısa sürede 2012 – 2015 yıllarındaki ortalama 5 – 6 milyar ABD Doları/yıl potansiyel proje tutarına yaklaşılmasının mümkün olduğu öngörülmektedir. Irak’ta barışın tesisiyle geçen yılın sonunda hükümetin kurulması, sektörel işbirliğimiz açısından olumlu bir dönemin başlangıcının sinyallerini vermektedir. Bu çerçevede Türk firmalarının birikmiş alacaklarının ödenmesi ve mevcut projelerin tamamlanması mümkün olabilecektir. Yeni dönemde ülkenin yeniden imarına yönelik projelerde daha etkin rol alınması açısından da ilişkilerin geliştirilmesi önemlidir.
#LuxeraBahçePort #LuxeraGYO #İstanbulHavalimanı
#ZiraatKuleleleri #Kalyonİnşaat #AutodeskDesignMakeAwards2024
#BabacanMeridian #BabacanYapı #Beşiktaş
#ÇEDBİK #YeşilBinalarZirvesi