İstanbul (Marmara Denizi) ve Yunanistan (Ege Denizi) depremlerle sarsılıyor… Dün gece İstanbul’da 4,2 ve bugün Yunanistan’da 6,7 şiddetinde meydana gelen depremler akıllara -illa ki ve hemen- beklenen İstanbul Depremi’ni getirdi. Biz de imarpanosu.com olarak soruyoruz; Bakanlığın uğraşılarına ayak direyen yerel yönetimler, İstanbul ve Türkiye’deki riskli binaları İstanbul Depremi’ne mi yıktırmak istiyor?.. İşte son depremler, riskli bina sayıları ve 6306 sayılı Kanun’un bir türlü uygulanmayan cezai yaptırımları…
İstanbul dün akşam saatlerinde 4,2 büyüklüğündeki depremle sarsıldı, bugün ise Yunanistan’da 6,7 büyüklüğünde bir deprem hissedildi…
Marmara Denizi ve Ege Denizi dün akşamdan bu yana irili ufaklı depremle sarsılıyor… En büyüğü Yunanistan’da hissedilse de Ege Bölgesi’ndeki illerde de deprem hareketliliği var…
Ve ne yazık ki deprem, Türkiye’de kentsel dönüşümden hızlı ilerliyor…
Milliyet’in ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi’ni kaynak gösterdiği haberine göre Yunanistan’ın Yanya şehrinin 106 kilometre güneybatısında, denizin 11 kilometre derinliğinde 6.7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.
İstanbul ise son iki gündür beşik gibi… 10 saatte tam 5 deprem oldu. Dün akşam (16 Kasım Pazartesi) saat 17:45’te Marmara Denizi’nde 4.2 büyüklüğünde meydana gelen depremin ardından Avcılar açıklarında 3.1 ve 3.4 büyüklüklerinde iki sarsıntı daha yaşandı. Sabah 06:36 sularında ise Marmara Denizi’nde 3.2 büyüklüğünde bir sarsıntı daha oldu….
Deprem, kentsel dönüşümden daha hızlı!
Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’nin açıklamasına göre Türkiye’de toplam 7 milyon riskli yapı var…
Kentsel dönüşüm kapsamında, 2014 yılında Türkiye’de 11 bin 693’ü konut, 17 bin 627’si dükkan olmak üzere toplam 129 bin 320 bağımsız bölümden oluşan 41 bin 859 riskli bina tespit edildi…
Bu süre içinde sadece 12 bin 384 riskli bina yıkıldı…
Türkiye genelinde 29 bin 475 riskli bina hala yıkılmayı bekliyor…
İstanbul’a bakalım;
“İstanbul Depremi” adını vererek ve korkarak beklediğimiz şehirdeki tüm ilçelere 2014 itibariyle 68 bin 424’ü konut, 9 bin 813’ü dükkan olmak üzere toplam 78 bin 237 adet bağımsız bölümden oluşan 17 bin 830 riskli bina var…
İstanbul’da sadece 4 bin 146 bina yıkıldı…
Yani, 13 bin 684 riskli bina hala yıkılmayı bekliyor…
Son tahlilde;
2015 itibariyle İstanbul’da 27 adet bölge “Riskli Alan” ilan edildi. Riskli alanların toplam büyüklüğü 1118,40 hektar, toplam nüfusu 253 bin 846, toplam bina sayısı 30 bin 442 ve toplam birim sayısı yaklaşık 80 bin 748 olarak gerçekleşti.
KENTSEL DÖNÜŞÜMDE SON DURUMU ÖĞRENMEK İÇİN TIKLAYIN!
17 Ağustos depremi kaç bina yıkmıştı?
Türk vatandaşına en ufak sarsıntıda kendini hatırlatan o deprem, 17 Ağustos 1999 günü saat 03:02’de Kocaeli’nin Gölcük’te meydana geldi. Richter ölçeğine göre 7.4 büyüklüğündeki deprem sadece 45 saniye sürdü ve Marmara’dan Ankara ve İzmir’e kadar büyük bir bölgede resmi verilere göre 17 bin 840 kişi öldü, 43 bin 953 kişi yaralandı. Toplam 285 bin konut ve 40 binden fazla iş yeri hasara uğradı.
Yerel yönetimler, yıkım için depremi mi bekliyor?
Şimdi Türkiye’nin İmar ve Kentsel Dönüşüm Platformu olarak soruyoruz; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, sürdürülebilir ve planlı kentleşme için yerel yönetimlere 22 milyon 186 bin 380 TL destek sağladığı halde,
6306 sayılı Kanun’un 8. Maddesi’nin 3’üncü fıkrasında “Riskli yapıların tespiti, tahliyesi ve yıktırma iş ve işlemleri ile değerleme işlemlerini engelleyenler hakkında, işlenen fiil ve hâlin durumuna göre 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uyarınca Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur. Riskli yapıların tespiti, bu yapıların tahliyesi ve yıktırılması iş ve işlemlerine dair görevlerinin gereklerini yerine getirmeyen kamu görevlileri hakkında, tabi oldukları ceza ve disiplin hükümleri uygulanır” denildiği halde…
On binlerce riskli bina neden hala yıkılmıyor?..
Depremden sonra -Allah korusun- yerle bir olacak on binlerce bina ve içinde yaşamak zorunda olan vatandaşımızın sorumluluğu kimde olacak? Bakanlıkta mı, valilikte mi, kaymakamlıkta mı, belediyede mi?…
Kamusal yayıncılık yaptığımız gerçeğine dayanarak yine soruyoruz; riskli binaların bulunduğu ilçelerin kaymakamları ve belediye başkanları, o yapıların İstanbul Depremi tarafından yıkılmasını mı bekliyor?
6306 sayılı Kanun, boşuna mı çıktı? Kanunu uygulamayanlar hakkında cezai yaptırım var mı?..
Ve Savcılar, riskli bina tespiti yapılmasına rağmen yıkımı bir türlü gerçekleştirmeyen kamu yöneticilerine dava açmak için (ol-maya-sı) İstanbul Depremi’nde yitip giden akrabalarının hakkını arayan depremzedelerin şikayetiyle mi harekete geçecek?…
#LuxeraBahçePort #LuxeraGYO #İstanbulHavalimanı
#ZiraatKuleleleri #Kalyonİnşaat #AutodeskDesignMakeAwards2024
#BabacanMeridian #BabacanYapı #Beşiktaş
#ÇEDBİK #YeşilBinalarZirvesi