Tayyip Erdoğan: Toprağa yakın yaşamalı!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şehircilik Şurası’nda çok önemli açıklamalar yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının şehirleşme başlığı altında, “İnsan topraktan uzak değil toprağa yakın olarak yaşamalıdır… ‘Dikey’ mimarinin altında yatan gerçek nedir? Az topraktan çok büyük para kazanmak. Yapılan iş budur” dedi. İşte Erdoğan’ın o açıklamaları…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Şehircilik Şûrası’na katılarak bir konuşma yaptı. Konuşmasının şehirleşme ile ilgili bölümünde ‘yatay mimariden yana olduğunu’ tekrar ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsan topraktan uzak değil toprağa yakın olarak yaşamalıdır. Böyle düşünüyorum. Bugünün Türkiye’si böyle bir çirkinliği, böyle bir nobranlığı asla hak etmiyor. ‘Dikey’ mimarinin altında yatan gerçek nedir? Az topraktan çok büyük para kazanmak. Yapılan iş budur” diye konuştu.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın o önemli açıklamaları;

“DÜZENLİ AMA KARAKTERİ OLMAYAN ŞEHİRLEŞME, BİZİM İDEALİMİZ OLAMAZ”

Dünyanın dört bir tarafında, tüm önemli şehirleri ziyaret etme imkânı bulduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirleşme konusunda yaşanılan sıkıntıların sadece Türkiye’ye mahsus olmadığını dile getirdi. Pek çok ülke ve toplumda, benzer sancıların yaşandığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Dünyada 1950 yılında nüfusu 10 milyonun üzerinde olan sadece 2 şehir vardı: New York ve Tokyo. Bugün ise dünyada nüfusu 10 milyonun üzerinde 34 şehir mevcuttur ve yenileri de hızla gelmektedir. Aynı şekilde nüfusun kır ve kent dağılımı da hızla bozulmakta, insanlar şehirlere adeta yığılmaktadır. Dünyayı bir kenara bırakıyorum, ülkemize baktığımızda, 1950’de nüfusumuzun sadece yüzde 25’i şehirlerde yaşarken, bugün bu oran yüzde 90’ı aşmıştır. Tüm çarpıklıklarına, tüm zorluklarına, sıkıntılarına rağmen insanlar şehirlerde yaşamayı tercih etmektedir. Gittiğim yerlerde, elbette çok düzenli, çok planlı, çok nizami şehirleşme örneklerini de gördüm. Ama bir şeyin düzenli olması, nizami olması, doğru ve güzel olduğu anlamına gelmiyor. Bizim şehirlerimiz, toplumumuzda var olan çeşitliği, farklılıkları bir arada yaşatabilme geleneğini yansıtan özelliklere sahiptir. Binaların, meydanların, mahallelerin belirli bir kimliği, şahsiyeti vardır. Bu yüzden hiçbiri diğerinin aynı değildir. Hâlbuki özellikle Batı ülkelerinde, tektipçi bir mimari anlayış hâkimdir. Hepsi de birbirine benzeyen sokaklarda, aynı tip binalardan yüzlerce, binlerce görürsünüz ve aralarındaki farkı anlayabilmeniz gerçekten çok zordur. Düzenli ama karakteri olmayan şehirleşme, bizim idealimiz, modelimiz asla olamaz. Maalesef, yine 1940’lardan itibaren, çarpık yapılaşmanın diğer adıyla gecekondulaşmanın yanında, aynı kötü, kişiliksiz, çirkin projenin yüzlerce, binlerce uygulaması olan apartmanlar, siteler ortaya çıkmıştır. İmkânların kısıtlı olduğu, insanların sadece başlarını sokacak bir ev hayaliyle yöneldiği bu yapılaşma tarzı artık son bulmalıdır diye düşünüyorum. Yani bu şûrada bunun üzerinde ısrarla durulması gerekiyor diye düşünüyorum.

“İNSAN TOPRAĞA YAKIN OLARAK YAŞAMALIDIR”

Az önce Sayın Başbakan da söyledi ben ‘dikey’ mimariden yana değilim. Ben ‘yatay’ mimariden yanayım. İnsan topraktan uzak değil toprağa yakın olarak yaşamalıdır. Böyle düşünüyorum. Bugünün Türkiye’si böyle bir çirkinliği, böyle bir nobranlığı asla hak etmiyor. ‘Dikey’ mimarinin altında yatan gerçek nedir? Az topraktan çok büyük para kazanmak. Yapılan iş budur.”

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN ŞEHİRCİLİK ŞURASI KONUŞMASINI İZLEMEK VE TÜM AÇIKLAMALARINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYIN!

imarpanosu.com