Müteahhitler Birliği uluslararası lobi atağına kalktı

Türkiye Müteahhitler Birliği küresel kuruluşları doğru bilgilendirmek üzere harekete geçti… Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Mithat Yenigün, darbe girişiminin hemen ardından kamu ve özel sektörün pro-aktif bir şekilde birlikte tepki vermesinin mali çalkantının etkisini azalttığını kaydetti.

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), darbe girişiminin hemen ardından uluslararası düzeyde harekete geçti. TMB, yakın ve aktif ilişkide olduğu ve yönetim kurullarında görev aldığı Uluslararası Müteahhitler Birlikleri Konfederasyonu (CICA), Avrupa İnşaat Sanayi Federasyonu (FIEC), Avrupa Uluslararası Müteahhitler Birliği (EIC) ve Dünya Su Konseyi (WWC) gibi uluslararası meslek kuruluşları ile Türkiye’deki bütün yabancı misyon temsilciliklerine gönderilen mektuplarla sürece ilişkin bilgi verdi.

TMB Başkanı Mithat Yenigün’ün imzasıyla gönderilen mektuplarda, Türkiye’nin demokrasiye bağlılığı, Türk ekonomisinin ve inşaat sektörünün gücü vurgulandı. Hem yurtiçinde hem yurtdışında 100’ü aşkın ülkede devam eden altyapı ve üst yapı projelerinin ara vermeden devam ettiği vurgulandı.
Uluslararası muhataplarına Türkiye inşaat sektörünün güçlü yapısını her fırsatta anlattıklarını vurgulayan TMB Başkanı Mithat Yenigün, darbe girişimi sonrası genel ekonomik durum ve inşaat sektörüne ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

ORTAK TEPKİ BÜYÜK TAKDİRLE KARŞILANDI: “15 Temmuz’da yaşanan darbe girişiminin ardından, Türkiye Müteahhitler Birliği olarak demokrasimize karşı gerçekleştirilen darbe girişimini şiddetle kınadığımızı açıkladık. Demokrasi tarihimize kara bir leke olarak geçecek bu girişime, başta vatandaşlar olmak üzere, hükümet ve muhalefet partileri, sivil toplum örgütleri, tüm medya, polis ve askeri ile toplumun tüm kesimlerinin, hep birlikte ortak tepki vermesini büyük bir takdirle karşıladığımızı dile getirdik.”

GÖREVİMİZİ KARARLILIKLA YERİNE GETİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ: “Bu süreçte tüm vatandaşlarımızın birlik, beraberlik ve sağduyu içerisinde cumhuriyete, demokratik değerlere sahip çıkmaya devam edeceğine güvenimiz tamdır. Türkiye Müteahhitler Birliği Yönetim Kurulu ve üye firmalarının, güzel ülkemizde barış ve huzurun sağlanması, kalkınma ve yatırım çalışmaları ile ekonomik büyümenin kesintisiz devamı için üzerlerine düşen görevi her zamankinden büyük bir kararlılıkla yerine getirmeye hazır olduklarını bir kez daha vurgulamak isterim.”

PİYASALARDA KISMEN RAHATLAMA SAĞLANDI: “Başarısız girişimin ardından ekonomi yönetimi hem Başbakan Yardımcısı Sayın Şimşek ile Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası öncülüğünde kamu tarafında, hem de bankalar, iş dünyası temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları üzerinden sivil kesimde pro-aktif tepki verdi. Hayatın ve ekonominin olağan akışına hızla döndürülmesi ve mali çalkantıların potansiyel dalga şiddetinin azaltılması açısından bu tavır piyasalarda kısmen rahatlama sağladı.”

AVRUPA ÜLKELERİNDE DE OHAL UYGULANIYOR: “Darbe girişiminin piyasalar üzerindeki artçı etkileri sürerken, 20 Temmuz itibariyle yurt genelinde 3 ay süreyle OHAL uygulamasına geçildiği açıklandı. Terör tehdidi nedeniyle bu günlerde Almanya, Fransa ve Belçika gibi AB ülkelerinde de uygulanmakta olan olağanüstü hal sisteminin, teorik açıklamalardan ziyade uygulama pratiklerine göre piyasa hareketlerine ve yatırım ortamına yansıyacağı değerlendiriliyor.”

UYGULAMADA HASSASİYET YATIRIM ORTAMINA ETKİYİ SINIRLAR: “Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın OHAL açıklamasında da vurguladığı üzere, uygulamanın temel hak ve özgürlükleri kısıtlamadan, politik, sosyal ve ekonomik açıdan normalleşmeyi sağlayacak şekilde hayata geçirilmesi, uygulamanın yatırım ortamına etkisini de sınırlayacak.”

ESKİSİNDEN DAHA İYİ OLABİLİRİZ: “Kısa vadede artan belirsizliğin, risk iştahını azaltma, piyasalarda dalgalanmayı arttırma, sermaye akımlarını tersine çevirme, dış krediye erişim olanaklarını kısıtlama, yatırımları daha da aşağı düzeylere indirme potansiyelinin yüksek olduğu değerlendirilmektedir. Öte yandan, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne bağlılık ile Türk ekonomisinin halihazırda ihtiyacı bulunan reformların da etkinlikle hayata geçirilmesi halinde, orta-uzun vadede Türkiye ekonomisinin eskisinden de olumlu bir konumda olabileceği düşünülmektedir.”