970X250 ARTAS BASIN2024 videolu

970x250
PlayPlay

300X250 ARTAS BASIN2024 3
970x250 final

17 Ağustos’tan sonra kaç bina denetlendi? Sonuç?

Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin yıldönümünde kentsel dönüşümde gelinen noktayı rakamlarla açıkladı. İşte 17 Ağustos depreminden sonra yapılan denetlemeler, sonuçlar, yapılan işler...

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Ülkemizde 17 Ağustos 1999 acı tecrübesinin ardından geçilen yeni yapı denetim sistemi uygulamasıyla bugüne kadar 1,1 milyar metrekare toplam alana tekabül eden 730 bin bina denetlendi.” dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 17 Ağustos depreminden sonra 2001’de yeni bir yapı denetim sistemi uygulamasına geçildiğini belirterek, “Bu sistemle bugüne kadar 1,1 milyar metrekare toplam alana tekabül eden 730 bin bina denetledik. Hala inşaatı süren 745 milyon metrekare alana tekabül eden 393 bin binanın denetimine ise devam ediyoruz.” dedi.

Bakan Kurum, 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 20. yılı dolayısıyla, Bakanlığın yapı denetim sistemi faaliyetleri ve kentsel dönüşüm çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu.

17 Ağustos’ta meydana gelen depremle başta Kocaeli, Sakarya, Yalova, İstanbul, Bolu, Düzce olmak üzere tüm Marmara Bölgesi’nde büyük yıkımlar yaşandığını belirten Kurum, depremde 96 bin 808 konut ve 15 bin 944 iş yerinin yıkıldığını, 231 bin 364 konut ve 32 bin 569 iş yerinin de hasar gördüğünü söyledi.

Depremde 17 bin 480 kişinin hayatını kaybettiğini, binlerce kişinin de yaralandığını ifade eden Kurum, “17 Ağustos 1999 depreminde kaybettiğimiz vatandaşlarımızı rahmetle anıyorum. Cenabı Allah, 17 Ağustos benzeri depremlerden ve tüm felaketlerden ülkemizi ve milletimizi muhafaza eylesin. 1999’dan bugüne, benzeri acıların tekrar yaşanmaması ve vatandaşlarımızın daha sağlıklı, daha güvenli binalarda ve şehirlerde yaşamaları için devletimiz var gücüyle çalıştı. Biz de Bakanlık olarak elimizden gelen gayreti göstererek bu konuda yapılması gereken çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” diye konuştu.

Türkiye’de son 100 yılda büyüklüğü 6 ve üzeri olan 56 deprem yaşandığını dile getiren Kurum, toprakların yüzde 66’sının 1. ve 2. derece deprem kuşağında yer aldığını, nüfusun yüzde 71’inin bu alanlarda ikamet ettiğini belirtti.

Son 100 yılda, 80 binin üzerinde vatandaşın depremlerde hayatını kaybettiğine dikkati çeken Kurum, şöyle devam etti:

“17 Ağustos ve Düzce depremlerinin ardından 20 yılı geride bıraktık. Depremlerin acı hatıraları hala yüreğimizde. 20 yıl önce yaşadığımız büyük felaket ve kaybettiğimiz hayatlar bizi bu toprakların gerçekliğiyle bir kere daha karşı karşıya getirdi. Deprem sonrası Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul, Bolu ve Düzce’de toplam 43 bin 146 konut yaparak hak sahiplerine teslim ettik. Depremden sonra yerleşim alanlarının yeniden inşası ve güçlendirme, onarım çalışmalarını gerçekleştirdik. 1999’dan sonra mevcut binaların değerlendirilmesi ve güçlendirilmesi kapsamında, deprem ve imar yönetmeliklerinde düzenlemeler yaptık. Binaların planlama aşamalarından başlayarak, bina yapımında kullanılan malzemeler, deprem güvenliği kontrolü ve inşaatı yapacak müteahhitlerimizin yeterliliğine dair inşaat sektörünü ilgilendiren pek çok konuda düzenlemelere gittik.”

“Kayıplar, yapıların can ve mal güvenliğini sağlar nitelikte yapılması gerektiğini gösterdi”

Türkiye’de yapı denetim sistemine ilişkin yürütülen çalışmalardan bahseden Kurum, şöyle konuştu:

“1999 yılındaki depremlerde meydana gelen büyük can ve mal kayıpları bize, yapıların her şeyden önce can ve mal güvenliğini sağlar nitelikte yapılması gerektiğini gösterdi. Ülkemizde 17 Ağustos 1999 acı tecrübesi ile 2001 yılında yeni bir yapı denetim sistemi (4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun) uygulamasına geçildi. Zaman içerisinde yeni düzenlemeler yaparak sistemi bugünkü dinamik yapısına kavuşturduk. Bu sistemle bugüne kadar 1,1 milyar metrekare toplam alana tekabül eden 730 bin bina denetledik. Bu binalarda yaklaşık 5 milyon 500 bin bağımsız bölüm var. Hala inşaatı süren 745 milyon metrekare alana tekabül eden 393 bin binanın denetimine ise devam ediyoruz. Bu yapılarda da yaklaşık 3 milyon bağımsız bölüm var. Başka bir ifadeyle bugüne kadar yaklaşık 22 milyon vatandaşımız depreme dayanıklı konutlarında güven içinde oturuyor. Devam eden inşaatların da tamamlanmasıyla bu rakam 35 milyona ulaşacak.”

Kentsel Dönüşüm Eylem Planı, Eylül’de açıklanacak

Bakan Kurum, deprem ülkesi olan Türkiye’nin olası afetlerden daha az zarar görmesi amacıyla yapı denetim sisteminin Bakanlık bünyesinde özenle sürdürüldüğünü dile getirdi.

Güvenli yapılar için binaların yapım aşamasındaki denetiminin öneminin göz ardı edilemez bir gerçek olduğunu vurgulayan Kurum, “Van depremi sonrası il genelinde denetlenen yapılarda herhangi bir can kaybının ve yıkımın yaşanmaması, kanunun ülkemiz için ne denli önem arz ettiğini ve sahadaki başarısını gözler önüne sermiştir.” dedi.

“BETON NUMUNELERİNİN SAHADAN ALINMA VE KIRIM AŞAMASI KAYIT ALTINA ALINIYOR”

Kurum, yapı denetim sisteminde yer alan aktörler arasında kurulabilecek ticari bağdan dolayı yaşanması muhtemel suistimalleri ortadan kaldırmak için yapı denetim firmalarının Bakanlıkça elektronik ortamda belirlendiğini, bu sistemi yıl başından itibaren uygulamaya başladıklarını söyledi.

İnşaatlardan alınan beton numunelerinin RFID (çip) sistemi ile etiketlenerek izlenmesi ve sonuçların laboratuvar ortamından herhangi müdahale olmadan online alınabilmesine imkan veren yazılım sisteminin uygulanmaya başlandığını aktaran Kurum, şunları kaydetti:

“Elektronik Beton İzleme Sistemi (EBİS) yazılımıyla geliştirilen mobil uygulama ile inşaat sahasından beton numune bilgileri sisteme kaydedilerek, her bir beton numunesi içerisine RFID etiket konuluyor ve numuneler kimliklendirilerek kayıt altına alınıyor. 2015 yılında da kanuna aykırı hareket eden kuruluşlar hakkında idari para cezası, yeni iş almaktan men cezası ve belge iptalini öngören kademeli yeni bir idari müeyyide sistemini getirdik. Deprem ülkesi olan Türkiye’nin olası afetlerden daha az zarar görmesi amacıyla yapı denetim sistemini Bakanlığımız bünyesinde özenle sürdürmekteyiz. İhtiyaçlar ve çağın gerekleri doğrultusunda sistem üzerinde geliştirme süreçlerine ara vermeksizin devam ettiriyoruz.”

ÇŞB