Sur’da istemeyene İstanbul’da ev
Sur’da terör mağduru vatandaşlara isterlerse yıkılan evinin bedeli, Diyarbakır’ın başka bir bölgesinde isterlerse daire verilecek. İstanbul, Urfa, Mardin’e gitmek isteyenlerin evleri de takas edilecek.
Altyapı ve yol 3-5 ayda, birinci etap 3 ayda, ikinci etap ise 3-6 ayda bitecek. Kentin inşası hiç kâr etmeden 7-7.5 milyar liraya mal olacak. İsteyen Sur’da arsasının üzerine ev yapabilecek.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, terör örgütü PKK’ya karşı yürütülen mücadele sonrasında yenilenme çalışmalarına başlanacak Diyarbakır’ın Sur ilçesiyle ilgili “Yenileme Eylem Planı”nı anlatmak için Diyarbakır’a gitti. Sur’un yanı sıra terörle mücadele operasyonlarından etkilenen ilçelerle ilgili yenilenme eylem planlarının da hazırlandığını vurgulayan Özhaseki’nin değerlendirmeleri özetle şöyle:
Üç aşamalı yenilenme: Yapacaklarımızı üç ana başlıkta özetleyebiliriz. Birincisi; evi yıkılmış, mağdur olmuş bu insanların mağduriyetinin giderilmesi. Geçmişte devletin bu kudretli kolunu bütün teröristler gördü, şimdi şefkatlı kanadını gösterme zamanı. Mağdur insanların mağduriyetinin giderilme zamanı. İkincisi; burası çok özel bir yer. 600’ün üzerinde tescilli eser var. Bütün bu tarihi eserlerin restore edilmesi zamanı. Çalışmalar için bütün birimlerimize emirler verildi. Herkes restorasyon çalışmalarının bir ucundan tutuyor. Fatih Paşa Camii ile Ortodoks Kilisesi’nin ihalesi yapıldı. Bütün tarihi eserler elden geçecek, aslına uygun şekilde onarılacak. Üçüncüsü; esnafın işlerinin iyileşmesi için sokak sağlıklaştırma projesini yapacağız. Gazi Caddesi ve Melik Ahmet Caddesi’ndeki bütün dükkanları bazalt ahşap karışımı otantik bir dükkan haline getirip çok keyifli alışverişler yapmasını sağlıyoruz. Bir taraftan da, içeri tarafta geleneksel mimari tarzda oluşacak Diyarbakır evlerini ayağa kaldırmaya çalışıyoruz. Mahalle dokusunu ayağa kaldırmaya çalışıyoruz.
İstanbul’da da ev verilebilir: Yıkılmış dökülmüş yerlerde hasar tespitleri yapıldı. Suriçi’yle ilgili özel olarak söylüyorum, alternatif tekliflerimiz var. Birincisi; “Benim paramı verin başka bir şey istemiyorum, benim evimin değeri ne ise onu verin” diyenlere tespit edilen bedeli ödenecek, tapusunu bize teslim edecek. İki; “Bana daire verin” diyenlere, şu anda Diyarbakır’ın mahallelerinde oluşturduğumuz yaklaşık 3 bin konutluk devam eden inşaatlarımız var. Kasım-Aralık gibi bu evlerin bir kısımı bitecek. Buradan ev almak isterse, evinin tespiti ile o vereceğimiz evlerin değerini karşılaştıracağız, aradaki farkı uzun vadeli isteyeceğiz. Bu evleri maliyetinin yüzde 30 altında indirimle vereceğiz. Üçüncü bir şık; “Ben Urfa’da, Mardin’de, İstanbul’da TOKİ’nin yaptığı evlerden, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yaptığı evlerden istiyorum” diyen vatandaşla takasa girebiliriz. Oradaki evlerin bedeli de belli.
Sur’da ev yapmak isteyenler: Suriçi’nde ev yapmak isterse, arsasının kendisinin olması lazım. Kiracı veya işgalci olmaması lazım. Arsası kendisinin değilse ve yapmak istiyorsa, uygulama imar planı dediğimiz önceden tescillenmiş, buradaki bütün aktörlerin “evet” dediği, o plana uygun olarak evini yapabilir. “Benim canım şöyle bir ev yapmak istiyor, yazlık bir şey yapayım, düşündüğüm gibi bir şey yapayım” diyemeyecek. Buradaki imar planları kesin, buna herkes uymak zorunda. Kendi evini yapmak isteyene daha önceki yıkılmış evin bedeli verilecek.
Belediyeden gocunmayız
Sur ilçesiyle ilgili “Yenileme Eylem Planı”nı açıklayan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne seslendi. Özhaseki’nin şu ifadeleri kullandı:
“Eğer yardım etmek isterlerse, eğer amaçları buradaki halkın mutluluğu ve refahı ise biz aktör olarak yanımızda yer almalarından gocunmayız. Kavga edecek halimiz yok. Önümüzdeki günlerde bir görüşme olur. Ancak, belediyeler, sanki terör örgütü ortadan kayboldu onun yerine devletle savaşan aygıt haline dönüştüler. Devlet ne yapmak istiyorsa ona mani olmaya çalışan bir yapı içerisindeler. Halbuki burada belediyeler hakkaten vatandaşı düşünüyorsa yanımızda dururlar, yardım ederler. Fakat şimdi hasar tespitleri zamanında 2 gün önce dava açılıyor, yıkılmış dökülmüş binaların temizlenmesi ile ilgili yapılan işin durdurulması yönünde mahkemelere müracaat ediyorlar. Böyle olunca iyi niyet göremiyorsunuz.”
1 YILDA BİTER
Master planı: Terörle Mücadele Master Planı duruyor. Biz bu bölgedeki yaşanmış olayların sadece yıkılan evlerin onarılması veya bina yapımı gibi bir olay olmadığını çok iyi biliyoruz. Bu olayın sosyal boyutu var, kültürel boyutu var, eğitim boyutu var, gençlik boyutu var, siyasi boyutu var hatta algı boyutu var. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde, hepsini birden işlettiğimiz takdirde başarılı oluruz burada. Bu toprak parçasının asla Anadolu’nun Türkiye Cumhuriyeti’nin bütünlüğü içinden ayrılmaması ve insanların gönül dünyasını ihya edip, kırılmayı önleyecek bir plan.
Proje süreci ve maliyeti: Süre ile ilgili bir aydan başlayacak bir işten bahsediyoruz ama çok değişik yerlerde 8-10 ayrı çalışma var. Altyapı ve yolu 3-5 ay içinde bitiriz. Bu zor değil. Sokak sağlıklaştırmasına giriyoruz etap etap. Birinci etabı 3 ayda bitiriz ikinci etabı çizim ve yapım işi derken 3-6 ayda bitiriz. Bu zamana yayılarak en geç 2 inşaat sezonunda bitiriz diye düşünüyoruz. Evlerin yapılması ise biraz daha uzun sürer. Senenin sonunda evini veriyoruz 6-8 ay sonra. Ama nihayetinde bir kaç sene içinde burada mükemmel bir turizm destinasyon merkezi çıkar ortaya. Hiç para kazanmadan, ticari alanları değerlendireceğimizi düşünmeden bir hesap yapıldığında nereden baksanız 7-7.5 milyar gibi ciddi bir rakam karşımıza çıkar.
Özel projeler: Bu bölge için geliştirilmiş özel bir proje, sonuna kadar olmazsa başarılı olamayız. Bu işin eğitim boyutunda Milli Eğitim Bakanlığı özel projeler geliştirmezse, Gençlik ve spor Bakanlığı özel projeler geliştirmezse. Yani birisi gençler üzerinde birisi okuyacak çocuklar üzerinde, diğeri kadınlar üzerinde, özel projeler geliştirerek bunu takip etmezlerse burada devletin işi zor. Çok net söyleyelim bunu. Çünkü alanda olanlar terör örgütünün uzantıları. Biraz da belediye kaynaklı sırtını resmiyete dayamış bir yapı da var, oradan maaş da alıyor, sivil uzantılar oradan hareketli. Burada devletin kalıcı olduğu, güvenlik noktasında bundan sonra asla zaafiyet oluşturmayacağı, geri gitmeyeceği inancının iyice gelişmesi lazım. Ama burada bir geri adım atılırsa Allah korusun sonucu düşünmek bile istemiyorum.
Milliyet