Dönüşelim ama nasıl?..
Kentsel dönüşüm bu satırların naçizane yazarının uzun zamandır kafa patlattığı bir mevzuu… Neden? Çünkü önümüzdeki 30-40 yıl daha Türkiye’nin gündeminde illa ki olacak.
Markalı konutların milyon TL’den başlayan anahtar fiyatlarından daha çok ilgi çekecek konu çünkü Türkiye’deki her mahallenin bir gün mutlaka başına gelecek iyi bir şey kentsel dönüşüm.
Zira; milyonluk evlere parası olan bakar…
Kentsel dönüşümdeki harekete ise zengini yoksulu, ev sahibi kiracısı, yaşlısı genci mahalleye gelecek ‘kentsel dönüşüme girdi’ haberinde… Dedikodusu bile yetiyor ahaliyi heyecanlandırmaya.
Fakat bu dönüşüm nasıl olmalı? Mesele bu…
Meseleyi, devletin resmi ağızlarından takip ettiğimiz kadar bu işin içinde yoğrulan, projelerini halk ve müteahhit arasında yoğuran mimarlardan da dinlemek lazım…
Örneğin; Mimar Nihat Şen…
Lafını esirgemeyen, kitabı ortasından açan biri…
Geçtiğimiz günlerde çay içip konuştuk. Anlattıkları, belediyelerden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na; hak sahibi vatandaştan müteahhite kadar herkesi ilgilendiriyor:
“Bir imar planı yaparken, bölgenin 80 yıllık geleceği düşünülmeli. Bir belediye plan yaparken, birkaç yıl sonra şikayet gelmemeli. En önemlisi bizi biz yapan değerleri koruyup kollamak zorundayız. Kentsel dönüşüm illa ki ‘kat karşılığı’ bir müteahhit eliyle yapılmak zorunda değil. Bunu yerel idareler (belediyeler) de yapabilir… Yapmalıydılar, yapmadılar! Hala yapmıyorlar” diyor belediyelere…
“Kentsel dönüşüm yapacağım derken 400 bin nüfusluk kentin nüfusunu 1.5 milyona çıkararak orayı yaşanabilir olmaktan çıkarıyorsunuz. Nüfusu arttırırken hem orayı yaşanmaz hale getirirsiniz, hem de göçü teşvik edersiniz. Dönüşüm kendi kendini çevirebilmeli, gerekirse devlet destekli devam etmeli” sözü de Bakanlığa…
‘Yüksek binalar, Türk toplumunun temeline konulmuş dinamitlerdir ve bilinçli yapılmıştır. İnsan sağlığı için de konforlu değildir. Siz modern, robotik insanların yaşadığı hapishaneler yaptınız. Biz bu değiliz” sözü de müteahhitlere…
Dönüşümün Olmazsa Olmazları
Mimar Nihat Şen’in önerisiyle yapılacak bir kentsel dönüşümde şunlar mutlaka olmalı:
Mülkiyet Hakkı, Rıza ve Muvafakat, Manevi Değerler, İnsani İlişkileri Güçlendirecek Çalışmalar (Sosyal Donatı Alanlarının Çok Fazla Olması Gerekliliği), Kültür Mozaiğinin Korunması, Yenilenebilir Enerji Modellerinin Kentsel Dönüşüm Projelerine Mutlaka Eklenmesi, Yeraltı ve Yerüstü Kaynaklarının Mutlaka Kullanılması ve tüm bunları yaparken Ulaşım Akslarının Çok İyi Akredite Edilmesi lazım…
Mimar Şen’in bence en dikkat çeken önerisi ise şu:
Özel Kentsel Dönüşüm Bilgilendirme Ofisleri…
Şen’e göre kentsel dönüşüm ofisleri belediye veya Bakanlık eliyle değil özel müteşebbisler tarafından kurulmalı. İçinde avukatından mimarına, hesap uzmanından psikoloğuna kadar uzmanlar yer almalı…
Bence de denenmeli bu özel ofisler.
Vatandaşı “Mahallemiz kentsel dönüşüme girdi, eyvah mı?!” şüphesinden kurtarmalı. Kentsel dönüşümü, “Ankara’dan gelen tebligat” korkusunun elinden çekip alabilmeli…
Depreme dayanıklı, sağlam, güvenli, korkusuz yarınlar dilerim…
Emre Kulcanay / Yurt Gazetesi – imarpanosu.com