970X250 ARTAS BASIN2024 videolu

970x250
PlayPlay

300X250 ARTAS BASIN2024 3
970x250 final

Şile’ye Sünger Bob kalesi

Şile’de restorasyonu yarım kalan ve Cenevizliler tarafından yapılan Şile Kalesi olarak da bilinen 2 bin yıllık Ocaklı Ada Kalesi’nin yeni hali tartışma yarattı.

Kale, çizgi karakter ‘Sünger Bob’a benzetilirken, restorasyonu yapan Ali Yıldız, “Anıtlar Kurulu’nun onayladığı proje dışında kaleye tek bir çivi çakmadık. Tüm restorasyon Bilim Kurulu’nun gözetiminde yapılıyor” dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sünger Bob’a benzetilen kale için inceleme başlattı.

Vatan‘dan İlker Akgüngör‘ün haberine göre; gözetleme amacıyla Bizanslılar ve Osmanlılar tarafından kullanılan kalenin sosyal medyada çok tartışılan restorasyonun ardından bir çok vatandaş kaleyi ünlü çizgi karakter ‘Sünger Bob’ ya da yap-boz oyuncak ‘Lego’ya benzetti. Beyaz kireç taşından, 4 katlı ve 12 metre yüksekliğinde yapılan ve Sünger Bob benzetilen kale için Kültür ve Turizm Bakanlığı inceleme başlattı. İstanbul 6 Numaralı Koruma Kurulu ile İstanbul Rölöve Anıtlar Müdürlüğü uzmanlarından oluşan bir heyet kalede yapılan çalışmayı inceleyecek.

Koruma Kurulu onayladı

2012’de Şile Belediyesi tarafından ihaleye çıkarılan Ocaklı Ada Kalesi’ni yenileme işini, 4 Ocak 2012’de 5 milyon 350 bin liralık bedelle Bekiroğlu İnşaat aldı. Kalenin projesini İBB iştiraki BİMTAŞ çizdi. Projenin onarımı için rölöve ve restitüsyon projeleri Şile Belediyesi ve Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi işbirliğiyle hazırlandı. Proje İstanbul 6 Numaralı Kültür Varlıkları’nı Koruma Kurulu tarafından onaylanınca çalışma başladı. Onarım maliyetinin yüzde 80’i İl Özel İdaresi, yüzde 20’si ise Şile Belediyesi tarafından karşılanacaktı.

Bilim Kurulu gözetiminde

Restorasyonu yapan Bekiroğlu İnşaat, Ocaklı Ada’daki kaleye bir çatı, ulaşım için bir köprü ve 4 katlı kaleye çıkabilmek için çelik merdivenleri de proje olarak onaylatmıştı. Özel idarelerin kanunla kapatılmasının ardından proje ekonomik sıkıntıya düşünce restorasyon yarıda kaldı. Bekiroğlu İnşaat’ın sahibi Ali Yıldız, şöyle konuştu: “İhale öncesinde projeyi İBB’ye bağlı BİMTAŞ çizdi. Kocaeli Üniversitesi rölövelerini yaptı. Koruma Kurulu da onayladı. Uygulamanın akademisyenlerden oluşacak Bilim Kurulu’nun gözetiminde yapılmasına karar verildi. Biz mimar olarak İTÜ’den Prof. Dr. Kemal Kutgün Eyüpgiller, sanat tarihçisi olarak İstanbul Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Ahmet Vefa Çobanoğlu ve arkeolog olarak İstanbul Üniversitesi’nden Doç. Dr. Şevket Dönmez’den oluşan Bilim Kurulu denetiminde bu aşamaya kadar geldik.”

“Proje yarım kaldı”

Ali Yıldız onaylı proje dışına çıkmadıklarını belirtiyor: “Biz Bilim Kurulu gözetiminde proje dışında hiç bir şey yapmadık. Proje dışı tek bir çivi dahi çakmadık. Zaten proje dışına çıkıldığında direk olarak ağır cezada yargılanıyorsunuz. Daha kaleye çıkmak için yapılacak merdivenler ve kalenin çatısı var. Ayrıca adaya ulaşmak için yapılacak bir köprü projesini de kurula onaylattık. Ancak Kıyı Emniyeti’nin planlara işlemesi gerektiği için köprü yapımına da başlayamadık. Proje daha bitmedi. Proje maliyetinin yüzde 80’ini karşılayacak olan Özel İdarelerin kapanması dolayısıyla ekonomik sıkıntı yaşandığı için restorasyon şu anda durdu.”

“Eleştirilere gülüyorum”

Ali Yıldız eleştirileri şöyle yanıtlıyor: “Fotoğraflarda kalenin tümleme yapılan kısmını görüyorsunuz. Arka taraflarda neredeyse hiç müdahale yok. Ön tarafta aşırı bir yıkılma olduğu için ya çelik donatıyla sağlamlaştırılacak ya da tümleme yapılacaktı. Koruma Kurulu tümleme yapılmasına karar verdi. Tümleme için kullanılan taşlar Mimar Sinan Üniversitesi laboratuarlarında incelendi ve o bölgedeki en benzer taşlar kullanarak yapıldı. Ben eleştirilere gülüyorum ve kasıt arıyorum. Kaleyle ilgili popüler yorumlardan birini yapan kişi benim daha önce kovduğum şantiye şefi.”

“Taş yeni, ondan benzemiyor”

Bilim Kurulu’nda yer alan Prof. Dr. Kemal Kutgün Eyüpgiller ise yayınladığı açıklamada, restorasyonda Şile yakınlarından elde edilen Kandıra taşının onaylandığını ve seçilen taşın kale duvarlarında kullanılan taşa görsel ve fiziksel olarak en uygun taş olduğunu belirtti, Prof. Dr. Eyüpgiller, “Taşın ocaktan yeni çıkmış olması nedeniyle yüzyıllardır yerinde olan taşlardan farklı bir izlenim bırakmaktadır. Mevcut taş yüzeyleri yosun ve liken benzeri organizmalarla kaplıdır. Ocaktan yeni çıkarılmış bir taşın mevcut taşlara uyum sağlaması uzun zaman gerektirecektir” dedi.

HABERE DAİR DETAYLAR VE GÖRSELLER İÇİN BURAYA TIKLAYIN!

Vatan