Fatma Çelenk: Sürdürülebilir dünya isteği yaygınlaşmalı
TÜRKONFED’in şirketlerde sosyal sorumluluk bilincini geliştirmeyi amaçlayarak gerçekleştirdiği Kurumsal Sosyal Sorumluluk Zirvesi’nde, Soyak Holding Kurumsal İletişim Koordinatörü Fatma Çelenk, günümüzün en önemli konusu olan sürdürülebilirlik yaklaşımının geniş kitlelerce benimsenmesi için şirketlere büyük görev düştüğünü söyledi.
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu – TÜRKONFED’in küçük ve orta ölçekli şirketlerde sorumluluk bilincini geliştirerek, iş modellerini bu çerçevede yeniden şekillendirmelerini sağlamayı hedeflediği proje, Avrupa Birliği – Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA) kapsamındaki Sivil Toplum Diyaloğu Programı tarafından destekleniyor.
1-2 Eylül tarihleri arasında Conrad İstanbul Bosphorus’ta düzenlenen zirvenin konu başlıkları arasında şirketler için büyüme yolunda KSS, Sivil Toplum Bakış Açısıyla KSS ve sektörel uygulamalarla KSS yer alıyor.
Sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcilerini bir araya getiren zirvede, Soyak Holding İletişim Koordinatörü Fatma Çelenk de ‘sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk’ odaklı bir konuşma yaptı. Çelenk, konuşması kapsamında iklim değişikliği stratejilerinin de günümüz koşullarını zorlayarak, kurumlara yeni stratejik bakış açıları kattığını belirtti. Sürdürülebilir kalkınma stratejilerinin de kurumların hem büyüme, hem sorumluluk, hem de rekabet stratejilerinin içine yerleştiğini belirterek şöyle konuştu:
“Sosyal sorumluluk iş modeli içerisine girmeye başladı”
“Dünün güçlü markalarından farklı olarak bugünün markaları, küresel sorunların yaşamı zorlaştırdığı bir dönemde başarılı bir sürdürülebilirlik stratejisi geliştirmek zorunda. Ayrıca bugün bir kurumun uzun yıllardır başarıyla devam eden varlığı, doğru bir dönüşüm-entegrasyon stratejisi geliştirememesiyle üzücü bir şekilde sonlanabilir. Dönüşümdeki en önemli unsur, inovatif ve fayda odaklı düşünce sistematiği içeren bir strateji çerçevesinde yapılmasıdır ki, sürdürülebilir büyümeye katkısı olsun…
Kurumun sadece kendi karlılığı odaklı değil, bulunduğu topluma da kazandıran iş modelleri oluşmaya başladı. Böylelikle sosyal sorumluluk artık iş modeli içerisine girmeye başladı. Bu yüzden riskleri yönetmek (itibar-kredibilite), fırsatları genişletmek (yetkin İK, sosyal fayda) ve oyunun kuralını değiştirmek (yeni iş modeli, yeni pazarlar, tüketici trendleri), kritik dönüşüm noktaları olarak göze çarpıyor. Kurum bir taraftan dönüşürken, bir taraftan da daha sürdürülebilir yani yaşanabilir bir dünya isteğini de yaygınlaştırmalı. Bunun için öncü şirketlere büyük görev düşüyor.”
Çelenk konuşmasında, kurumların ana hedefleri kapsamında geliştirecekleri sosyal sorumluluk projelerinin daha uzun vadeli devam edebildiğine ve marka bilinirliği ile itibarına katmadeğer sağladığına dikkat çekti.
Çelenk konuşmasını; “Gelecekte iş yapma biçimleri daha fazla şeffaflık, rekabet ve talepkârlıkla karşı karşıya kalacak. Toplumda güven hissi uyandıran, gelecek planlarını doğru sürdürülebilir stratejilerle birleştiren, varlık ve itibarını şeffaflık ve ortak fayda temelinde büyüten kurumlar hayatta kalmaya devam edecek.” diye tamamladı.