Miami’den ev nasıl alınır?
Amerikan Milli Emlakçılar Derneği Global Elçisi ve Lead Consulting Group'un CEO'su Emel Onur, Miami’den ev almak isteyenlerin merak ettiği soruları yanıtladı. İşte 10 soru - cevap ile Miami'den ev almak...
Amerika’dan ev almak isteyenler için Green Card’dan vatandaşlık haklarına kadar tüm soruları yanıtlayan Onur, emlak alımındaki en önemli unsurun deneyimli ve güvenilir emlak danışmanını seçmek ve doğru sorular sormak olduğuna değindi.
Miami’nin en önemli emlak danışmanlarından Emel Onur, birçok ünlünün de ev sahibi olduğu ve Türklerin gözde şehirleri arasında yer alan Miami’den ev almak isteyenlerin aklındaki tüm soruları yanıtladı. Son zamanlarda çok yoğun bir şekilde Türklerin yatırımlarını Miami’ye yönlendirdiğine değinen Onur, bu trendin dolardaki yükselişe rağmen devam ettiğini ancak yatırımcıların kafasında çok fazla soru işareti olduğunu belirtti.
Miami’de ev almanın sanıldığı kadar zor ve pahalı olmadığının altını çizen Onur, “Doğru yönlendirmeyle bölgeden ev almak Bodrum’da yazlık almaktan daha ucuz olabilir, önemli olan güvenilir yerel bir uzmandan yardım alarak doğru soruları sormak” dedi.
Miami’den ev almak için 10 soru – cevap
Miami’de ev almak isteyenlerin kafasındaki sorular ve Emel Onur’un yanıtları;
1- Miami’de ev almak için Green Card veya Amerikan vatandaşlığı gerekiyor mu?
Amerika’da ev almak için herhangi bir göçmenlik kategorisine sahip olmak ya da vatandaşlık şartı yok. Hatta Amerika’da olmanız bile gerekmiyor. Geçtiğimiz yıllarda pek çok yatırımcımız için evi Skype üzerinden gezdirip, tüm yasal işlemleri e-mail ve EFT ile tamamlayıp, kendilerini ev sahibi yaptık.
2- Miami’de ev alırsam Green Card ya da vatandaşlık alabilir miyim?
Miami’de ev almak, evin değeri ne kadar olursa olsun, herhangi bir göçmenlik statüsü sağlamıyor.
3- Miami’deki Türkler nerelerden ev, işyeri alıyor?
Güney Florida’nın gözde ve Türklerden rağbet gören bölgeleri Miami ile sınırlı değil. Bal Harbour, Sunny Isles Beach, Aventura, Fort Lauderdale, Boca Raton, West Palm Beach Türk yatırımcıların yoğunlaştığı bölgeler. Eğlence hayatı, yaz tatili ve bayramlarda Miami daha çok tercih ediliyor. Miami kadar çılgın ve nerdeyse İngilizcenin ikinci dil olduğu Latin ortama kalbiniz dayanmıyorsa ama çoluk çocuk, aile gibi motivasyonlar yoksa Fort Lauderdale bir cennet. ‘Amerika’nın Venedik’i, ‘Dünyanın yat merkezi’ isimleriyle de anılan Miami’nin 45 dakika kuzeyindeki 100 den fazla marinası olan şehir, Amerikalıların da ‘hayal tatil’ destinasyonları arasında. Miami ve Fort Lauderdale kadar genç ve dinamik olmasa da, okulları, alışveriş merkezleri, golf sahalarıyla gözde yerleşimlerden biri olan Boca Raton ise son zamanlarda Türk ailelerinin Amerika’daki gözde adreslerinden biri. Boca Raton devlet okulları yalnızca Florida’da değil Amerika genelinde de en üst sıralarda yer alıyor. Son zamanlarda bize başvuran ailelerin çoğu bu konuda bilgili ve bilinçli bir şekilde okul ismi vererek, o civarda ev aradıklarını bile söyledikleri oluyor.
4- Yatırım amaçlı gayrimenkul alınması durumunda özel vize veya Green Card verildiği doğru mu?
Kiraya vermek, alım-satım yaparak kar yapmak amacıyla 3-4 adet ev veya apartman dairesi alınması ve bu işin ticari amaçlı yapılması durumunda E2 Yatırımcı Vizesi alınabilir. Bunun için 600 – 700 bin dolar civarında bir yatırım gerekiyor. Bu vizeyi alanların eşlerine çalışma izni, çocuklarına da devlet okullarında okuma hakkı veriliyor. Bunun yanında bir de Amerikan hükümetinin onayladığı bazı kalkınma projelerine 500 bin doların üstünde yatırım yapılması halinde de verilen E-5 vizesi var ki, bu vize ile çekirdek ailenin tüm fertlerine Green Card veriliyor. Tabii bu onaya bağlı ve bu işin uzmanı avukatlar tarafından yapılan bir başvuru yapılması gerekiyor.
5- Yabancılara mortgage veriliyor mu?
Bank of Amerika ve Chase gibi ülkenin en büyük bankaları yabancılara mortgage vermeye çok sıcak bakmasa da, pek çok yerel ve global girişimci bankalar kredi sağlıyor. Evin alım değerinin yüzde 30 kadarının peşin verilmesi halinde 5 yılı sabit yüzde 5-6 faizle, 30 yıla kadar vadeli mortgage almak mümkün.
6- Mortgage alabilmek için ne yapmak gerekiyor?
Türkiye’deki bankacılarınızla ve mali müşavirinizle iyi geçinin. Onlardan alınacak referans mektupları mortgage prosedürlerinin çok önemli bir parçası, her mortgage firmasının istediği evraklar listesi farklı olsa da, bu iki kalem genelde ortak. Bazı firmalar yüzde 30 peşinatın yanında gelecek iki yılın ödemelerini kapsayacak meblağda bir paranın Amerika’da bir hesapta tutulmasını ön koşul olarak koyuyor.
7- Alım-satım masrafları ne kadar?
Ev almak nakit veya mortgage olmasına bağlı olarak bu süreç 90 güne kadar çıkabiliyor ve masraflar da işlemin yüzde 1-5 arasında değişiyor. Bunun nedenleri arasında ise yöresel vergiler, bilirkişi raporları, tapu kadastro masrafları gibi prosedürler var. İstenilen bölge, nakit ya da mortgage kararı verildikten sonra bu rakam çok daha netleşiyor.
8- Gayrimenkulü sahibinden alsak daha hesaplı alabilir miyiz?
Tam aksine, daha da pahalıya mal olabilir. ABD Ulusal Emlakçılar Birliği’nden yapılan açıklamaya göre 2018 yılında Amerika’da satılan evlerin yüzde 90’ı bir emlakçı vasıtası ile satılmış. Yani sahibinden satılık ev almaya kalkıldığında piyasadaki evlerin yalnızca yüzde onuna kalıyorsunuz ve onları da bulmak için sokak sokak gezmek ve ne aradığınızı çok iyi bilmek ve çok sıkı pazarlık etmek gerekiyor. Çünkü çoğu zaman ev sahiplerinin evlerinin değeri konusunda çokta gerçekçi olmayan duygusal beklentileri var. ‘Sahibinden satılık’ levhalarının aylarca yerinden kalkmadığına şahit oluyoruz. Çünkü her ev sahibi kendi evlerinin mahallenin en güzel evi olduğunu düşünüyor, birilerinin onlara yeşil duvar kağıdının artık moda olmadığını ve iki blok ötede aynı boyutlarda evin 20 bin dolar daha ucuza satıldığını kibarca söylemesi gerekiyor ve bu işte emlakçılara düşüyor tabii.
9- Komisyon ücretleri ne kadar? Evi alan ne kadar, satan ne kadar ödüyor?
Bu hikayenin en güzel kısmı da bu. Genelde yüzde 6 olan komisyon yalnızca evi satandan alınıyor. Satıcı tarafından işlem tamamlandığında ödenen komisyon, iki tarafın danışmanı tarafından eşit olarak paylaşılıyor. Eğer alıcıların kendi danışmanları yoksa, satıcının danışmanına ulaşıp (bir milyonda bir) yüzde 6 komisyon ödüyorlar. Yalnız geldim yüzde 3 veriyim olayı yok yani. Komisyon satıcıyla, satıcı danışmanı tarafından ev piyasaya çıkmadan yapılan bir kontratla belirleniyor. Onun için Amerika’da danışmansız ev satmak sadece yüzde on oranındaki satıcının kalkıştığı çok zor ve acılı bir süreç. Çünkü aynı parayı ödeyip bu ortalama 90 gün süren bilinmeyenlerle dolu yolculuğa yapayalnız çıkmak anlamına geliyor.
10- Emlak danışmanının işinin ehli ve güvenilir olduğunu nereden anlarız?
Emlak danışmanlığı Amerika’da çok ciddiye alınan ve çok sıkı denetlenen bir kurum. Lisansı almak için hem okul hem de devletin sınavından geçmek gerekiyor. Lisansı almakla kalmayıp, her sene eğitime devam etme şartı var. Broker olabilmek için en az iki sene deneyim ve ek sınavlardan geçmek gerekiyor. İşlerini ciddiye alanlar için uzmanlaşmak ve özel akreditasyonlar almak mümkün. Örneğin Amerika’da 1 milyon 300 bin emlakçı var. Bunlardan 40 bininin Yetkili Alıcı Temsilcisi Sertifikası (ABR) ve sadece 3500 ünün Uluslarası Gayrimenkul Uzmanlık Sertifikası (CIPS) var. Şirketimiz her ikisine de sahip. Realtor.com’ sitesine girerek ilgilendiğiniz bölgelerdeki emlak danışmanlarının listelerini inceleyerek, eğitimleri sertifikaları, yerel derneklerdeki etkinlikleri gibi kriterleri göz önüne alarak kendinize bir danışman seçebilirsiniz. Seçtiğiniz danışmanın kaç senedir Amerika’da yaşadığını, lisansını ne zaman aldığını, hangi bölgede uzman olduğu ve ek uzmanlık belgeleri olup olmadığını öğrenerek hayatınızın en önemli yatırımlardan birini yaparken yanınızda güvenebileceğiniz bir yol arkadaşı ve danışman olmasını sağlayabilirsiniz.