970X250 ARTAS BASIN2024 videolu

970x250
PlayPlay

300X250 ARTAS BASIN2024 3
970x250 final

Elektrik zammı artçı mı, öncü mü?

Elektrik zammı Temmuz'da yapılması beklenen zammın gecikmiş hali mi yoksa Ekim ayında yapılması beklenen zammın öncüsü mü? Detaylar haberde...

Elektrik zammı, konutlar için yüzde 20, iş yerleri için yüzde 30 ve sanayiciler için yüzde 50 olarak uygulandı. Peki bu zam, artçı mıydı öncü mü? Detaylar şöyle…

Elektrik fiyatlarını her üç ayda bir belirleyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), 1 Eylül’den itibaren geçerli olacak şekilde güncel ulusal tarife elektrik birim fiyatlarını açıkladı. EPDK’den yapılan açıklamaya göre, evlerde kullanılan elektriğe ortalama yüzde 20 zam geldi. Yeni fiyatlarla birlikte bir kilovatsaat elektrik konutlarda 2,16 TL’den 2,60 TL’ye, sanayide 3,42 TL’den 5,14 TL’ye ve ticarethanelerde 3,42 TL’den 4,45 TL’ye çıktı.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından alınan karara göre, elektrik tarifeleri evler için yüzde 20, iş yerleri için yüzde 30 ve sanayiciler için yüzde 50 zamlandı. Normal koşullarda her çeyrek başında açıklanan elektrik fiyatları bu yıl ikinci defa gelenekselleşmiş zam döneminin dışında gerçekleşti. Karşılaştırma sitesi encazip.com tarafından yapılan analize göre bu, gecikmiş Temmuz zammı olarak da değerlendirilebilirken üçüncü çeyrek dönemin başlangıcı olan Ekim ayında yapılacak ek bir zammın da öncüsü olabilir.

500 TL’lik fatura 1420 TL oldu

Yapılan son zamla birlikte enerji bedeli üzerinde yılbaşından itibaren evlere yüzde 184, iş yerlerine yüzde 266 ve sanayiye yüzde 407’lik bir zam yapılmış oldu. Son zamla birlikte 2021 yılının Aralık ayında 500 TL elektrik faturası ödeyen bir ev tüketicisi Eylül ayında 1420 TL ödeyecekken aynı dönemde 2000 TL ödeyen bir iş yeri tüketicisinin faturası Eylül ayında 7310 TL gelecek. Vergiler dahil fiyatlara göre Eylül ayında tüketiciler kWh başına evlerde düşük tüketimde 1,73 TL ve yüksek tüketimde 2.60 TL, iş yerlerinde düşük tüketimde 3,34 TL ve yüksek tüketimde 4,45 TL ödeyecek.

Zamlar yine üreticinin sırtında, bunun üretici enflasyonuna yansıması olumsuz olacak

Yapılan son elektrik zammı yüksek elektrik maliyetlerinden kaynaklanıyor olsa da elektrik piyasa ya da üretim maliyeti tarafında, elektriğin hangi amaçla kullanıldığına göre bir maliyet değişikliği olmuyor ve tüm abone grupları için benzer maliyetler oluşuyor. 2018 yılından beri ihtiyaç duyulan zammın bu ay da sanayici ve esnafa yansıtıldığı görüldü. 1 Eylül’den geçerli tarifelere göre enerji birim fiyatları sanayi grubunda 4,06 TL, iş yeri grubunda yüksek kademede 3,27 TL, evlerde ise yüksek kademede 1,98 TL oldu. Bu ilk bakışta özellikle dar gelirli hane halkının menfaatine gibi görünse de gerçekte durum bundan çok farklı. Zira esnaf ve üreticiye yüklenen elektrik maliyetleri çarpan etkisiyle tüm ürün ve hizmetlerin maliyetini artırıyor, hane halkı evde ucuz elektrik kullandığını düşünürken aslında elektrikteki maliyet farkını son tüketici ürünlerinin fiyatına yansıyan artışta ödemiş oluyor. Üretimde en önemli girdi maliyetinin enerji maliyeti olduğu göz önünde bulundurulduğunda tüm ürünlerin fiyatının artması direkt olarak enflasyonu artırıyor ve tüketici maliyet bazlı bir elektrik faturasında ödeyeceği tutardan çok daha fazlasını market alışverişinde veya diğer ürün ve hizmet satın almalarında ödemiş oluyor. 2018 yılından günümüze enflasyon verilerine bakıldığında bu durum verilerle doğrulanırken sanayi elektriğindeki bu yüksek artışın önümüzdeki ayın enflasyon verilerine ciddi ölçüde yansımasına kesin gözüyle bakılıyor.

Elektrik maliyetleri rekor üstüne rekor kırıyor

Elektrik zamlarının arkasındaki en büyük neden aşırı yükselen elektrik maliyetleri oldu. 2021 yılının aralık ayında kWh başına 1 TL olan elektrik maliyeti, bu yıl ağustos ayında yüzde 206’lık artışla 3,06 TL seviyesine yükseldi. Bu maliyet 2018 yılı ağustos ayı ile kıyaslandığında ise yüzde 913’lük rekor bir artış olduğu görünüyor. Çoğunluğu doğalgaz ve ithal kömür gibi yabancı kaynaklara bağlı olan elektrik üretimi, kurdaki artış ve küresel enerji krizlerinden ciddi anlamda etkilenmiş durumda. Eylül ayı için ise piyasadaki elektrik maliyeti beklentisi kWh başına 3,5 TL’nin üzerinde. Ağustos ayı için maliyetler bu şekildeyken tüketici tarafında enerji bedelleri kWh başına evlerde düşük kademede 1,21 TL ve yüksek kademede 1,98 TL, iş yeri düşük kademede 2,37 TL ve yüksek kademede 3,27 TL seviyesinde kaldı. Tüketimin önemli bir çoğunluğunun birim fiyatının enerji maliyetlerinden düşük olması önümüzdeki aylarda tüketici elektrik fiyatlarında yeni zamların gündemde olacağının işaretini veriyor.

Elektrik üretimi amaçlı doğal gaz fiyatı yüzde 50 arttı, bunun tüketiciye yansıması kaçınılmaz

Öte yandan BOTAŞ tarafından açıklanan elektrik üretimi amaçlı doğal gaz tarifesine de 1 Eylül’den geçerli olmak üzere yüzde 50’lik bir zam yapıldı. Elektrik üretiminin önemli bir çoğunluğunun doğal gaz kaynaklı santrallerden karşılanıyor olması nedeniyle bu zam elektrik maliyetlerini direkt olarak artıracak ve tüketici elektrik fiyatlarına Ekim ayında ciddi bir zam baskısı oluşacak. BOTAŞ’ın son yaptığı yüzde 50’lik zam ile 2022 yılı içinde elektrik üretim amaçlı doğal gaz fiyatında toplamda yüzde 330’luk zam yapılmış oldu. Özellikle kış aylarında gerek doğal gaz talebinin artışı gerekse de doğal gaz kaynaklı santrallerin toplam üretimdeki payının artması ile yıl sonuna kadar tüketicilere etki edecek en az 1-2 zammın daha yapılmasına kesin gözüyle bakılıyor.

Tüm dünyanın aksine fosil kaynakların desteklenmesinin orta vadede sonucu olumsuz olacak

Elektrik zamlarını ve elektrik piyasasındaki gelişmeleri değerlendiren encazip.com kurucusu ve enerji ekonomisti Çağada Kırım, orta vadede ülkemizi bekleyen tehlikeleri de anlattı.

Rusya Ukrayna krizi ile pandemi sonrası talep artışının küresel enerji fiyatlarını ciddi ölçüde artırdığının altını çizen Kırım, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Küresel enerji fiyatlarının ciddi anlamda arttığı bir gerçek ancak ülkemizdeki maliyetlerin bu denli artmasının en önemli sebebi döviz kurlarındaki artış. Amerikan doları kuru 2021 yılı seviyesinde yani 8-9 TL civarında kalsaydı biz bu küresel krizden ortalama yüzde 60 oranında daha az etkilenirdik. Zira geçen yıla göre dolar bazında elektrik maliyet artışı yüzde 200 seviyelerinde.

Bir diğer taraftan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) elektrik maliyetlerindeki hızlı artışın önüne geçmek için bazı önlemler alıyor. EPDK’nin aldığı önlemler belki kısa sürede elektrik maliyet artışlarını durdurabilir ancak bu önlemlerin doping gibi olduğunu, dopingin etkisi geçer geçmez çok daha kötü sonuçlar doğuracağını düşünüyorum. Kararlar alınırken mutlaka yerli ve yenilenebilir kaynaklar öncelenmeli ve yatırımcılar bu tarafa yönlendirilmeli. Ne yazık ki şu anda tüm dünyanın aksine bizde fosil kaynaklar destekleniyor, buna ilave olarak alınan kararlar yerli, ucuz ve yenilenebilir enerjiye yatırım yapacak yatırımcıyı kaçırıyor. Tüm bunlar yerine derhal tam serbest piyasa koşullarına geçilmeli, maliyetlerin sanayici üzerine yüklenmesi uygulanmasından vazgeçilmeli ve yerli kaynaklar desteklenmelidir. Ancak bu şekilde orta vadede ucuz elektrik faturalarından bahsedebiliriz.”